NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ
بْنُ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ بْنِ
إِسْحَقَ
حَدَّثَنِي
يَزِيدُ بْنُ
أَبِي
حَبِيبٍ عَنْ
أَبِي
مَرْزُوقٍ
عَنْ حَنَشٍ
الصَّنْعَانِيِّ
عَنْ
رُوَيْفِعِ
بْنِ ثَابِتٍ
الْأَنْصَارِيِّ
قَالَ قَامَ
فِينَا
خَطِيبًا قَالَ
أَمَا إِنِّي
لَا أَقُولُ
لَكُمْ إِلَّا
مَا سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
يَوْمَ
حُنَيْنٍ
قَالَ لَا
يَحِلُّ
لِامْرِئٍ يُؤْمِنُ
بِاللَّهِ
وَالْيَوْمِ
الْآخِرِ
أَنْ
يَسْقِيَ مَاءَهُ
زَرْعَ
غَيْرِهِ
يَعْنِي
إِتْيَانَ الْحَبَالَى
وَلَا
يَحِلُّ
لِامْرِئٍ
يُؤْمِنُ
بِاللَّهِ
وَالْيَوْمِ
الْآخِرِ أَنْ
يَقَعَ عَلَى
امْرَأَةٍ
مِنْ
السَّبْيِ حَتَّى
يَسْتَبْرِئَهَا
وَلَا
يَحِلُّ لِامْرِئٍ
يُؤْمِنُ بِاللَّهِ
وَالْيَوْمِ
الْآخِرِ
أَنْ يَبِيعَ
مَغْنَمًا
حَتَّى
يُقْسَمَ
Haneş es-San'âni'den
rivayet olunduğuna göre Ruveyfi' b. Sabit el-Ensârî (şöyle) demiştir;
"Dikkat ediniz! Ben
size Huneyn'de Rasûlullah (s.a.v.)'den işittiğim (sözler)den başka birşey
nakletmiyorum. (Rasûl-i Ekrem) Huneyn'de gebe olan (câriye)lere yaklaşmayı
kasdederek buyurdu ki:
"Allah'a ve âhiret
gününe inanan hiçbir kimsenin başkasının ekinini kendi (döl) suyuyla sulaması
helal değildir. Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir kimsenin esir edilen
bir kadına temizlenmesini beklemeden yaklaşması helâl değildir. Allah'a ve
âhiret gününe iman eden hiçbir kimsenin taksim edilmeden ganimet malını satması
caiz değildir."
İzah:
Tirmizî, nikâh; Ahmed
b. Hanbel, IV, 108; Beyhakî, es-Sünenü'1-kübrâ, VII, 449.
Bir kimsenin kendi
nikahlısı bile olsa başkasından hamile kalmış olan bir kadınla cinsî
münâsebette bulunması caiz olmadığı gibi âdet görüp rahmi temizlenmedikçe
başkasının cinsi münâsebette bulunduğu bir kadınla cinsî münâsebette bulunması
da caiz değildir. Çünkü anne rahminde bulunan bir çocuk orada bulunduğu sürece
annesiyle cinsi münâsebette bulunan kimsenin döl suyuyla beslenir. Bu bakımdan
Fahr-i kâinat efendimiz kadının rahminde tohum hâlinde bulunan çocuğu ekine,
döl suyunu da tarlayı sulayan sel veya yağmur sularına benzetmektedir.